Irak'ta yaklaşık bir buçuk yıl önce kaçırılan Katarlıların serbest bırakılması olayı Bağdat ile Doha arasında karşılıklı fidye tartışmasına dönüştü. Irak'ta kaçırılıp daha sonra serbest bırakılan Katarlılarla ilgili konuşan Başbakan Haydar İbadi, ülkedeki durumun ava çıkmak için uygun olmadığı gerekçesiyle avcılara vize verilmesine en başından beri karşı olduğu ve Katar'ın yüklü miktarda parayı resmi olmayan yollarla Irak'a soktuğu yönünde açıklamalar yaptı. İbadi, Salı günkü basın toplantısında şu ifadeleri kullandı:
"Uçak havalimanına indiğinde çok sayıda büyük çanta görünce şaşırdık. Bunlar diplomatik dokunulmazlığın kapsamında değildi. Aranmasını istedik. Karşı çıkıldı ve buna izin verilmedi. Biz o sırada bir krizin çıkmasını istemiyorduk. Çantalara el koyduk. Bunlar (rehine) kriz çözülene kadar bizde emanet kalacak dedik. Anladık ki bunların içerisinde para var. Yüzlerce milyon dolar… Tüm çabamız kaçırılanların güvenli şekilde serbest bırakılmasıydı. Parayı geri almak istediler. Ancak ben dedim ki 'Bu paralar madem Irak'a giriş yaptı, resmi şekilde incelenmeden geri gitmez'. Paralar Irak hükümetinde duruyor. Sonuçta bunlar Katar yönetiminindir ancak bunu incelememiz lâzım."
Başbakan İbadi, açıklamasında söz konusu paraların silahlı kişilere verilmesi halinde Irak'ın güvenliğinin tehlikeye gireceğini vurgulayarak, "Yüzlerce milyon dolar silahlı güçlere verilince ülkenin hâli ne olacak? Bu kadar büyük paraların arkasında kim var?" diye sordu.
İbadi, ülkedeki İran yanlısı Şii milis güçleri işaret ederek, fidyenin onlar tarafından talep edildiğini belirtti.
"Paraya ihtiyaçları yoksa bunlar resmi yollarla geri dönsün"
Katar yönetimi ise Irak Başbakanı'nın sözleri karşısında şaşkın olduklarını ifade eden açıklamalar yaptı. Katar Dışişleri Bakanı Muhammed Bin Abdurrahman Al Sani, Şarku'l- Evsat gazetesine verdiği demeçte, İbadi'nin "Katar'ın Irak'a resmi olmayan yollarla para soktuğu, Katarlı avcılara vize verilmesine karşı çıktığı"şeklindeki sözlerine şaşırdıklarını söyledi.
Dışişleri Bakanı Al Sani, Irak güvenlik güçleriyle koordineli bir şekilde hareket ettiklerini vurgulayarak, "Irak güvenlik güçleri konuyu biliyordu ve serbest bırakılma olayıyla ilgili tamamen koordinasyon söz konusuydu. Paraya ihtiyaçları yoksa bunlar resmi yollarla geri dönsün" ifadelerini kullandı.
Al Sani, Al Jazeera kanalına yaptığı açıklamada da konuya dâir şunları söyledi:
"Gerçekleştirdiğimiz birçok toplantıda Irak hükümeti bizden destek talep etti. Katar yönetimi, rehinelerin serbest bırakılması için Irak makamlarına bu desteği vermek istedi. Ancak bu paralara ihtiyaç duymuyorlarsa resmi yollarla geri döner. Biz paraları tedbir amaçlı götürmüştük. Bu paralar, Irak'a aleni şekilde Bağdat'ın bilgisi dâhilinde, hukuki bir şekilde girdi. İbadi’nin söylediği gibi yasa dışı yollarla girmedi."
Söz konusu meblağnın Irak hükümetinin tasarrufunda olduğuna işaret eden Al Sani, paraların Irak hükümeti tarafından milislerin desteklenmesi için kullanılması halinde, bunun Katar'ın değil Irak'ın meselesi olacağını da sözlerine ekledi.
Avlanmak amacıyla 16 Aralık 2015'te Irak'a giden 26 Katar vatandaşı, ülkenin güneyindeki Musenne (Semava) vilayetinde kaçırılmıştı. Irak İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Vahab et-Taii 21 Nisan'da yaptığı yazılı açıklamada, avcıların teslim alındığını belirtmişti. Yaklaşık bir buçuk yıl sonra serbest bırakılan rehineler, geçtiğimiz Cuma günü Katar'a ulaşmıştı.
Kaynak: Al Jazeera ve AA